OKULLARDA GÜVENLİK
En değerli varlıklarımızı 5 yasından itibaren okullara
gönderiyoruz. Okullardaki görevlilere, öğretmenlere emanet ediyoruz ve yıllarca
günlerinin büyük bir kısmını okullarda geçiriyorlar. Dolayısı ile ülkemizin
geleceğinin , yavrularımızın güvenliğinin sağlanması da büyük önem
içeriyor.
Peki okullarda güvenlik nasıl sağlanıyor?
Lisede çalışan bir öğretmen olarak teorideki kısmından
ziyade, pratikte uygulanana bakarsak okullarımızda yeterli güvenlik
önlemlerinin alınmamış olduğu, hatta işe yarar hiçbir güvenlik önleminin
alınmamış olduğu aşikardır. “Sistem” problemi vardır. Tüm güvenlik, öğretmen ve
idarecilerin üstüne yıkılmış durumdadır. Halbuki öğretmen veya idareciler
(onlarda öğretmendir zaten) herhangi bir güvenlik eğitimi almamış, eğitim ve
öğretim için yetiştirilmiş kişilerdir. Mesela bir lisede 17-18 li iri yarı 10 genç arasında grup kavgası olduğunu
düşünün, böyle bir kavga sonucunda 1. derecede nöbetçi öğretmen sorumlu
tutulmakta ve cezalandırılmaktadır. Halbuki öğretmenin bu kavgaya müdahale
yetkinliği yoktur. Bunun eğitimini almamıştır, nasıl müdahale edeceğini bile
bilemez. Herhangi bir güvenlik aleti de taşımamaktadır. Kaldı ki müdahale
etmesi durumunda zarar da görebilir, zira bu konuda eğitimsiz olduğundan zarar
görme ihtimali de kaçınılmazdır. Polis vs okula gelene dek de iş işten
geçecektir.
Bu sene okulumuza yeni gelen bir öğretmen arkadaşım daha
önceki okulunda yaşanan bir olayı anlattı. Daha önceden okuldaki bir öğrenciye
husumeti bulunan bir genç okula giriyor. Ve öğrenciyi bahçede bulup boğazını
keserek öldürüyor, burada da öğretmen sorumlu tutulup başka okula sürülüyor. Şimdi bu olayı inceleyelim;
Öğretmen nasıl sorumlu tutulabilir? Bu gün herhangi bir
okula sadece kimlik bırakmak sureti ile herkesin girme yetkisi vardır. Çünkü veli
olabilir eğer veli ise bunun kapıda kontrolünü sağlayacak bir sistem yoktur
veya okulda sınav kaydı, açık lise gibi bir şey bulunabilir, hiçbiri olmadı
eğitimcilerle görüşmek isteyip tavsiye alacağını söyleyebilir . Sonuç olarak
herhangi biri okula zaten girme yetkisine sahiptir. Kimliğini bırakır okul
içine girer.
Öte yandan silahlı birine karşı bir öğretmen veya bir
idareci ne yapabilir? Daha önce de bahsettiğimiz üzere öğretmen bu konuda
eğitim almaz, herhangi bir savunma veya müdahale aracı bulundurmaz. Ancak kendi
hayatını tehlikeye atmış olur.
Arkadaşımın anlattığına göre bu olayda öğretmen zaten nöbet
yerinde bulunuyor ama olay kısa sürede gerçekleşiyor ve öğretmen “neden öğrenci
olmayan birinin okula alındığı” ile suçlanmış. Yani burada öğretmen bekçi
olacak ve tüm okula girişleri kontrol edecek gibi bir mantık var. İyi de her
Türk vatandaşının okula girme yetkisi var iken, okula girişlerde herhangi bir
denetim, öğrenciler için kimlik kontrolü, silah sayılabilecek araçların
elektronik kontrolü yok iken, öğretmen nasıl suçlu olabilir? Bir veya birkaç
öğretmen binlerce öğrencinin okul
öğrencisi olup olmadığını nasıl anlayabilir? Okul kıyafeti giyen biri kimlik
bile sorulmadan, okula bu yanlış sistem sonucu giremez mi? Elbette girer hem de
elini kolunu sallayarak.
Ayrıca hadi diyelim öğretmen güvenlik konusunda eğitimli ve
sorumlu olma yetisine sahip olsun nöbetçi öğretmenler derslere de girmektedir,
ders esnasında nasıl güvenlik sağlanabilir? Madem öğretmen güvenlikten sorumlu?
Yani yanlış sistem kendi içinde çelişki içermektedir. Zaten bir öğretmenin tüm
gün boyunca nöbet yerinde mesela bahçede bulunması da mümkün değildir. Zira nöbet
yönetmeliğine göre nöbet eğitim öğretimden 30 dk önce başlar ve tüm gün aralıksız
sürer. Eee peki aralıksız nasıl sürecek? Öğretmen tuvalate gitmeyecek mi?,
yemek yemeyecek mi? Derse girmeyecek mi? Diyelim bir hap üretildi ve gün boyunca
size enerji veriyor tuvalet ihtiyacınız yok, yemek ihtiyacınız yok. Size ders de
konulmadı nöbet gününde. Peki şimdi nöbeti bahçede olan bir öğretmenin, tam gün
eğitim olan bir okulda (mesela benim okulum 8:50-16:10 arası eğitim öğretim
yapıyor.) öğretmen , yani işi eğitim olan öğretmen , (branş da seçelim benim
gibi matematik öğretmeni olsun) mesela bir matematik öğretmeni, uzman olduğu
alanda öğrencilerine yardımcı olabilecek iken, eksiklerini tamamlayabilecek
iken, matematikle ilgili kitap doküman alıştırma vs. hazırlayabilecek iken,
yani alanı ile ilgili üretim yapabilecek iken, sabah 8:20 den 16:40 a kadar bahçede dikilecek
mi? Bu ayıp değil midir bir eğitimciye? Donanımlı alanında uzman yıllarını bu
alana vermiş bir eğitimciyi bekçi gibi kullanmak veya güvenlik görevlisi yerine
kullanmak yazık günah değil midir? Tüm bunları geçtik doğru mudur? Bu durum
hastanede nöbetçi doktorun gün boyu hastalar arası veya hasta doktor arası
kavgaları önlemesine, ortalarda dolaşıp onları kolaçan etmesine, hastaneye
giriş çıkış denetlemesine vs. benzer veya bir hakimin nöbetinde davalıları
gözetlemesine, onlara göz kulak olmasına, kavgaları ayırmasına ve tüm güvenlik
olaylarından sorumlu olmasına benzer. Aynı derecede komik ve yanlıştır.
Yani sistemin elle tutulur bir yanı yoktur. Neresinden
bakarsanız elinizde kalıyor. Binlerce insanın bulunduğu bir kurumda elbette
olaylar olacaktır ama buradaki tüm güvenliği öğretmene yıkmak olacak şey
değildir , doğru değildir ve de güvenlik kavramının havada kalmasını ve
yavrularımızın her an her şeyle karşı karşıya gelebilmelerinin birinci
nedenidir.
Ana sınıfında ve ilköğretim ilk yıllarındaki “göz kulak olma”
ise farklı bir durumdur. Burada bir “nöbet” olabilir, zira çocuklarımız küçük
olduğu için göz kulak olunmaya ihtiyaç vardır, bunun da güvenlik görevlilerince
yapılması doğru olmaz, en doğrusu öğretmenlerinin gözetiminde olmasıdır. Buradaki
“nöbet” veya “göz kulak olma” kavramı mantıklıdır. Buradaki güvenlik, kazalara,
düşmelere vs. gibi karşı güvenliktir, bunu öğretmenler sağlayabilir, yoksa bu
küçük yaşlarda silahlı olaylar, kız meseleleri gibi aşırı şiddete yönelik
durumlar oluşmaz. Ancak küçük yaştaki çocuklarımızı korumaya yönelik olan bu
nöbet ise gerek taşıdığı sorumluluk ve gerekse işin zorluğu açısından öğretmeni
motive edecek ücretlendirme ile olmalıdır. Yoksa mevcut sistemde buradaki
nöbettin verimliliği de olamaz. Ancak liselerde ve ilköğretim 2. kademede bu
tarz bir nöbete gerek olduğunu düşünmüyorum. Eğer bu tarz bir nöbete gerek var
farz edersek, o zaman çocuklar sokağa da çıkmamalı hep peşlerinde ebeveynleri
olmalı ki bu da doğru bir tutum olmaz. Ama
küçük çocukları ebeveynler her yerde gözlemlemelidir öğretmenler de okulda
gözlemlemelidir.
8 yıllık kesintisiz eğitim de okul içi kazalar noktasında
sıkıntıya sebep olmuştur. 6 yaşındaki ilköğretim 1. sınıf öğrencisi ile 15 yaşındaki
öğrenci aynı bahçede oynamaktadır, bu da büyük risk demektir sık sık okullarda
kazalar olmaktadır. Düşünün 15 yaşındaki öğrenci bahçede futbol topu ile oynuyor
ve sert vuruyor bu sert giden top 6 yaşındaki çocuğun boynunu bile kırabilir
zira 350 gr civarı olan bu toplar çamurlu ıslak olduğunda yarım kiloya yaklaşır
ve küçük çocukları ciddi tehdit eder. Dolayısı ile ilköğretim 2. kademe aslında
liseler ile güvenlik noktasında daha uyumludur. Binlerce öğrencinin aynı
bahçede bu kadar yaş farkı ile ( bu yaşlardaki yaş farkı, fiziki boyut farkını
da maksimum yapmaktadır) oyun oynamaları son derece yanlıştır.
Dolayısı ile okullardaki güvenlik problemlerinin birinci
derecede sorumlusu konu ile ilgili yetersiz ve yanlış düzenlemeyi yapan,
onaylayan ve halen daha değiştirmeyen sorumlulardır , ilgili bakanlıktır ve onun
üstü olan hükümettir. Ama çıkan silahlı şiddet olaylarında idareciler öğretmenler ceza almaktadır maalesef. Gerçi
yargı bu noktada öğretmenlere ve idarecilere cezalar vermese de özellikle kurum
içi disiplin işleyişinde bu yanlış sistemden, yüksek mevkilerdekiler sorumlu oldukları
halde, en alt seviyedeki öğretmenler idareciler ceza almaktadır.
Bir doktor nöbet tuttuğunda görevi olan doktorluğu yapar,
hasta bakar, tedavi eder; bir hakim
nöbetinde dava bakar, eğitim aldığı işi yerine getirir ama bir öğretmen
nöbetinde hiçbir eğitimi olmadığı halde güvenlik görevlisi gibi çalışır, bazen
bekçi olur, bazen bakıcı bu olacak şey değildir ve akıl mantık dairesinde olan
bir uygulama olamaz.
Öğretmen eğer nöbet tutacak ise nöbetinde etüt yapabilir ,
öğrencilerin sorularını çözebilir , eksiklerine yardımcı olabilir ama güvenlik
görevlisi hizmeti öğretmenden beklenemez, güvenlik olayları ile ilgili öğretmen
sorumlu tutulamaz.
Amerika’da ve Avrupa’da okullarda gerçekleştirilen
katliamları, onlarca öğrencinin öldürülüşünü biliyoruz ve buralarda kapıda ve
okul içinde güvenlik görevlileri vardır ve okula giriş elektronik cihazlarla
kontrol edilmekte ve elektronik arama yapılmaktadır, buna rağmen olaylar
olmaktadır. Ülkemizde ise hiçbir güvenlik tedbiri olmamakta, böyle bir olayın
gerçekleşmesine karşı hiçbir önlem yoktur. Yarın böyle bir şey olursa hiç
şaşırmayacağımı da belirtmek isterim.
Peki ne yapılmalı?
Öncelikle öğretmenlerin nöbetleri görevleri ile ilişkili
olmalı. Ve öğretmenlere nasıl diğer mesleklerdeki nöbete ücret veriliyor ise
ücret verilmeli, güvenlik görevi öğretmenlerden alınmalı.
Okullarda okullara özel eğitim almış “eğitim güvenlik görevlileri” olmalı,
güvenliği onlar sağlamalı.
Okullara girişte kimlik kontrolü yapılmalı. Hatta bazı
uygulamalarını duyduğumuz parmak izi ile giriş sistemine geçilmesi daha iyi
olur, çünkü kimlik de çok güvenli değil sahtesi rahatlıkla yapılabilir.
Okullara girişte elektronik cihazlarla silah kontrolü
yapılmalı.
Dünyada gözlemlediğimiz okullardaki toplu katliamlar ve
ülkemizdeki okullarda gerçekleşen silahlı ve ölümle de sonuçlanabilen olaylar
göz önüne alındığında, giriş kapısında üniversitelerdeki gibi ve gelişmiş
ülkelerdeki gibi bir polis veya silahlı bir güvenlik elemanı olmalı.
Geçenlerde gerçek hayattan alınan bir film izledim ve okulda
geçiyor ve bir devlet okulu, gerçek bir okuldan görüntüler var. Girişte silahlı
bir güvenlik ve elektronik silah
tarayıcı, ayrıca okul içinde de güvenlik görevlileri var ama ülkemizde
öğretmen, joker gibi, kimi zaman bakıcı, kimi zaman güvenlik görevlisi, kimi
zaman hizmetli gibi çalıştırılmaya zorlanmaktadır maalesef.
En değerli varlıklarımızı emanet ettiğimiz okullarda, en
kısa sürede gerekli güvenlik önlemlerinin mevzuatla düzenlenerek yürürlüğe
konmasını bekliyoruz. Aksi halde gerçekleşen tüm üzücü güvenlik bağlamındaki
her olayda mevcut düzenle ilgili mevzuatta imzası olanlar ve gerekli
düzenlemeyi yapmayanlar sorumlu olacaktır.
Bora Arslantürk
Matematik Öğretmeni